İskelet sistemi hakkında bilgiler

Kafatası, Omur, Omurilik, Vertebra, Disk
Kafatası ve Omurilik
İskelet bir canlının vücudunu korumak için son derece sağlam bir çatıdır. Organları yer çekiminden ve dış darbelerden korur. Ayrıca vücudun uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlar. Deniz anası gibi basit yapılı canlılarda iskelet yoktur. İskeleti olmayan hayvanlar hızlı hareket edemezler. Bazı hayvanların iskeleti vücudunun dışında gelişir ve buna dış iskelet yani kabuk denir. Bunlar oldukça sert ve hafif bir madde olan kutinden oluşmuştur. Bu tip iskeletleri hareketli parçalar meydana getirir. Böylece bu hayvanlar kolay ve süratli hareket etme kabiliyetine sahip olurlar. İskeleti vücudun dışında oluşan hayvanlar için bu yapı vücutlarını dış darbelerden korumak içinde avantajlıdır. İç iskeletler hayvanların vücuduna elastikiyet hareketlerine serbestlik ve sürat kazandırır.

İnsan vücudundaki iskelet insanın istediği gibi hareket etmesine uygun özellikler taşır. Her bir kemik ve kemik grubunun özel bir işlevi vardır. Yetişkin bir insanın iskeletinde yaklaşık 206 adet kemik bulunur. Tam rakam azda olsa değişebilir.

Kafatası vücudumuzun koruyucu kafesidir. Kafatasının çene dışındaki tüm kemikleri hareketsizdir. Ve beyni koruyabilmek için çocukluktan itibaren birbirine kenetlenmiş şekilde büyür. Kafatası omurganın üzerine oturmuştur. Omurga omur yada vertebra denilen yuvarlak kemiklerden oluşmuş bir kolondur. Bu sağlam ve hareketli kolon omuriliği korur. Diğer bütün kemiklerde olduğu gibi bu kemiklerde birbirlerine bağ dokularla bağlanmıştır.

Kalça Leğen Kemiği, Pelvis
Kalça Leğen Kemiği
İnsanların büyük çoğunluğunun 12 çift kaburga kemiği vardır. Ancak her 20 kişiden birinde bu kemiklerin sayısı 13 çifttir. Kaburga kemikleri iç organlarımızı korur ve solunuma yardımcı olur. Omurganın bittiği yerde leğen kemiği yani pelvis başlar. Pelvis batındaki iç organları, gövdemizi korur ve sağlam bir destek verir. Kafatası, belkemiği, göğüs kafesi ve leğen kemiği bir eksen üzerinde olduklarından buna eksensel iskelet denir.

Üst ve alt koldaki gibi uzun kemikler manivela gibi kullanılmaya uygundur; hızlı ve güçlü hareketler yapmamızı kolaylaştırır. Eller objeleri tutmaya yarar kısa ve küt uçlu kemikleriyle ince ve hassas işler yapabilecek yapıdadırlar. Uyluk kemikleri vücuttaki en uzun ve en ağır kemiklerdir. Bacaklardaki kaval kemikleri de geniş hareketler yapabilecek niteliktedir.

Ayak kemikleri ayakta durmamızı ve yürümemizi sağlar. Topuk kemiği geriye doğru uzar ve vücudumuzu dengede tutmaya yarar. Taban kemiği kemer biçimindedir ve vücut ağırlığına destek verir. Kol ve ayak kemikleri yan iskeleti oluştururlar.

Bacak Kemikleri, Uyluk ve Kaval Kemiği, Ayak Kemiği
Uyluk ve Kaval Kemiği
Sert bir kemikten oluşan bu çatı elbette kendi kendine hareket edemez. Hareketi kemiklere bağlı olan adalelerin kasılması ve açılması sağlar. Kemik sert olduğu için hareket sadece kemiklerin birleştiği eklem noktalarında olur.

Omuz eklemi kalça eklemi tipinde olup eklemler arasında en geniş hareket serbestliği veren eklemdir. Genellikle yumuşak ve ustalık isteyen hareketler yapılması sırasında elde olduğu gibi birçok kemik bir arada çalışır.

Kemiğin iç kısmı ilik denilen yumuşak yağlı bir maddeden oluşmuştur. Kemiklerin ortasındaki sarı ilik yağ depolamak içindir. Kırmızı ilik ise bazı kemiklerin baş ve boyun bölümlerinde bulunur ve kemiklerin içindeki görevi alyuvar kan hücresi üretmektir.

İçi Boş ve Dolu Çubuk, Direnç
Kemiğin sağlamlığını çubuk
kullanarak anlatan bir örnek.
Temizlenmiş bir kemik boş bir tüpe benzer. Baş ve boyun kısmı hassas ve süngerleşmiş gibidir. Kenarları kısmen ince olmasına rağmen sağlam bir görünümdedir. Peki kemiğin içi niçin boştur? Tamamen kemik ile dolu olsaydı daha sağlam olmaz mıydı? diye düşünebilirsiniz. Ancak kemiğin yapısına en yayın olan meşe ağacından yapılan iki çubuk kullanılarak yapılan deneylerde, ikisi de eş kütle ve ağırlıkta olmasına rağmen içi boş olan çubuk dolu olana nazaran %50 daha fazla direnç göstermiştir. Bunun nedeni bir çubuğun ortasındaki maddenin direncinin o çubuğun kenarındaki maddeden oluşturduğu dirençten daha az oluşudur. Direncin büyüğünü kenara yakın olan madde oluşturur. Bu nedenle de uzun kemiklerde içi boş ama sağlam kemik duvarları kemiğe en hafif kütleyle en büyük direnci sağlar. Kemiğin en çok yük taşıyan özel bir dokuyla desteklenmiştir ve kemiğin direncini artıracak biçimdedir.

Kemiklere şekilleri dışında sağlamlık veren ikinci bir etkende onların kimyasal yapısıdır. Bir kemiği asitli bir sıvı içerisinde birkaç gün tuttuğumuzda asit kemiği oluşturan maddelerden bir kısmını çözer. Geriye sağlam ama lastik yapıda bir madde kalır. Bu parça kemiğin toplam ağırlığının 1/3 kadar ve büyük bir kısmı moline elyafı olan bir maddedir. Bunu da 600 derece sıcaklıkta birkaç saat ısıtalım. Bu işlem kemikteki molein elyafını yakacak ve geride sert ve gevrek bir madde bırakacaktır. Kemiğe sertliğini veren bu madde kalsiyum ve fosforca zengin bir maddedir ancak kolayca kırılabilir. Bu elementler tek tek ele alındıklarında zayıf olmalarına rağmen bir araya geldiklerinde son derece sert bir karışım meydana getirirler. İnsan iskeletindeki bazı kemikler 1 tondan fazla yüke dayanır.

Kemik Büyüme Tabakası, Plakası, Yeni Kemik Oluşumu ve Uzaması
Yeni Kemik Oluşumu ve Uzaması
İskelet eski Yunancada kuru anlamına gelen bir kelimedir. Ama aslında kemiklerimiz canlı ve oldukça karmaşık bir yapıya sahiptirler. Zaten aksi takdirde zamanla büyümeleri söz konusu olamazdı. Kemiklerin büyümesi sadece uzun kemiklerin uçlarındaki belirli bir bölgede olan çok önemli bir süreçtir. Bu bölgeye büyüme tabakası veya büyüme plakası denir.

Büyüme tabakasının merkezinde kıkırdaktan bir disk vardır. Büyüme bu kıkırdak parçası hücrelerinin bölünmesi sonucu olur. Yeni hücreler geldikçe kıkırdağın önemli bir kısmı sütunlar halinde sınırlanırlar. İşte kemiklerin büyüdüğü tek nokta burasıdır. Genç kıkırdak hücreleri çoğalmaya devam ederken yaşlı hücreler etraflarını kalsiyum ile sarmaya başlarlar. Kıkırdak böylece sertleşir. Bu sırada kıkırdak hücreleri ufalır ve kemik içinde boş alanlar bırakır. Kemik geliştirme işi devam ettikçe boş alan daha büyür bu sırada bu alanda kan damarları gelişmeye başlar. Kemiği oluşturan hücrelerde kan damarlarıyla beraber gelişir.

Kemiğin Yapısı, Mikroskop Altındaki Görüntüsü
Kemiğin Yapısı
İlik ile dolan ufak boşluklar uzum kemiklerin uçlarında gelişmeye neden olurlar. Benzeri bir gelişme kemiğin gövdesinde de olur. Ama burada kemik sert ve yoğundur. Kemiğin gövdesinde ki kemik hücreleri silindir biçiminde yuvarlaklar oluştururlar. İçinde kan damarlarıyla bazı sinirler olan bir kanal bu oluşumun içinden geçer. Kemiğin kesitinin mikroskop altındaki görünümü bu şekle benzer. Bu gördükleriniz kemik hücrelerinin oluşturduğu silindirlerden bazılarıdır. Her sistemin ortasından bir kanal geçer. Bu sistemin her bir yanında burada siyah noktalar olarak gördüğümüz binlerce kemik hücresi vardır. Bu kemik hücreleri bütün yaşamımız süresince canlı ve hareketlidir.

Kemik yaşayan bir doku olduğu için vücudun ihtiyaçlarına cevap verir. Kırılan bir bacağın kaynayıp iyileşmesi buna güzel bir örnektir. Kemik tedavi görmese bile kemik hücreleri çalışmaya ve iskeletimizi korumaya devam ederler. Bazı kemik hücreleri kemik dokusu üretmeye devam ederken gereksiz yere çıkan kemiklerin hücreleri yok olur.

Omuz eklemi
Omuz eklemi
İskeletimizi sağlıklı tutma görevi yaşam boyunca devam eder. Ancak bunu en iyi şekilde yapabilmeleri için bizimde onlara yardımcı olmamız gerekir. Bunun en önemli yolu sağlıklı beslenmedir. Sağlam kemiklere sahip olmamız için gereken besinler özellikle genç yaşlarda alınan kalsiyum, fosfor ve D vitaminince zengin besinlerdir. Bu besinlerin en zengin olduğu besin ise süt ve sütlü yiyeceklerdir.

Sağlıklı bir iskeleti geliştirmenin ve korumanın bir başka yolu da onu çalıştırmaktır. Özellikle genç yaşlarda yapılan spor ve günlük egzersizler sağlam ve düzgün kemiklere sahip olmamızı sağlar. Yetişkinlerin düzenli olarak yapacakları spor kemiklerin sağlığının korunması için yeterli olacaktır. Vücudun egzersizler ile çalıştırılmaması halinde kemik kuvvetini kaybeder hafifler ve zayıflar. Hayatımız boyunca dengeli beslenme ve düzenli egzersizlere göstereceğimiz dikkat iskeletimizin ve dolayısıyla genel vücut sağlığımızın korunması açısından son derece önemlidir.


Hiç yorum yok: