Biyolojik ritim hakkında bilgiler

Biyolojik Ritim, Biyolojik Saat, Jetlag
Biyolojik Ritim
Jet uçağı dünyanın her köşesine çok hızlı yolculuk yapabilme imkanı getirdi. Bu özellikle doğu-batı rotasındaki uçaklar için çok önemli. Dünyanın dönüşü ve uçağın hızı nedeniyle uçaktakiler için zaman sanki yerde olduğundan daha çabuk geçiyor. Gece adeta kısalıyor.

Mekanik saatlerle yönetilen bir dünyada yaşıyoruz. Zamanlamalar dakikada altmış saniye, saatte altmış dakika, günde 24 saat. Bu saatlerle belirlenen çevrimleri içinde yiyor, uyuyor ve çalışıyoruz. Saatlerin ritmine göre yol alıyoruz. Fakat insan yapısı olan bu saatler zamanımızın tek bekçisi değil.

Doğanında saatleri var. Güneşin doğuşu ve batışı bize gündüz ve gecenin 24 saatlik çevrimini verir. Ayın doğuşu ve batışı her 24 saat ve 50 dakikada gelgitlerin kabarma ve alçalma ritimlerini oluşturur. Dünyanın güneş etrafındaki yörüngesi, mevsim geçişlerinde ve getirdikleri değişikliklerde görülen yıllık ritmi oluşturur.

Bütün bu doğal çevrimlerin hayvanlar ve bitkiler üzerinde etkisi vardır. En etkili çevrim her 24 saatte bir aydınlıkla karanlığın birbirine dönüşümüdür. Bazı tür hayvanlar gündüzleri hareketlidir. Bitkilerde gündüzleri fotosentez yoluyla besin üreterek canlılık gösterirler. Güneşin batışıyla nöbet değişir. Diğer hayvan türleri canlanmaya başlar, bitkiler dinlenme aşamasına girerler. 24 saatlik bir çevrimle tamamlanan hareketlilik ritimlerine günlük ritimler diyoruz.

Bedenlerimiz günlük aylık ve yıllık çevrimlerin her birine göre değişiklikler gösterir. Bu davranışlarımızı ve hislerimizi açıklamaya yarar. Mesele gündüz ilk olarak kuvvetli daha sonra hafif yemek yersek daha az kilo alırız. Çünkü insanlardaki metabolik hız genellikle uyandıktan hemen sonraki saatlerde en yüksektir. Bazı kişiler kendilerini sabah erken saatlerde daha canlı hissederler. Bu beden sıcaklığının çevrimiyle ilgili olabilir. Beden sıcaklığı yüksek olduğunda, daha çok enerjiye sahip görünürüz. Beden sıcaklığımız sabahları daha düşükse, henüz sabah ve yapılacak bir sürü iş olmasına rağmen kendimizi halsiz hissederiz.

Saatler işi bırakıp eve gitme zamanını gösterirken ani bir canlılık hissedebiliriz. Uykudayken bile içimizdeki saatler uykumuzu, rüya görme, derin uyku ve kıpırdanma çevrimlerine bölerek hala çalışmaktadır.

Doktor Mariana House Avusturya’da yaşamakta ve Amerika Birleşik Devletlerine oğlunu ziyarete gelmiş. Şu sıralarda Jetlag Sendromu yaşıyor. Çünkü onun günlük ritimleri Amerika’daki gündüz-gece çevrimiyle eş zamanlı değil. Doktor House nerde olursa olsun gündüzleri düzenli aralıklarla tansiyonunu ve ateşini kaydediyor. Bedeni yeni gece gündüz çevrimine uyum sağlarken tansiyonu birkaç gün düzensizlikler gösterecek. Bu onun biyolojik ritminin uğradığı değişikliklerin bir sonucu. Yapılan deneyler yeni bir saat dilimine tam olarak alışmanın birkaç günden birkaç haftaya kadar zaman aldığını gösteriyor.

İnsanlarda kendi iç saatleriyle kontrol edilen, kendi ritimleri ve kendi çevrimleri vardır. Bu nedenle hava yolu şirketleri mürettebatlarının fiziksel ve zihinsel sağlıklarını etkileyen biyolojik ritimlere büyük önem verirler. Her uçuşta yüzlerce insanın hayatından sorumlu oldukları için pilotların sağlıklarının mükemmel olması gerekiyor.

Vardiyalı çalışan kimselerinde biyolojik ritimleri değişikliğe uğrar. Bu da verimin düşmesine ve kaza yapma ihtimalinin yükselmesine yol açıyor. Doktorlar günün ve gecenin beklenmedik saatlerinde kendilerini acil durumlar içinde bulabilirler. Ve performansları da bundan etkilenebilir.

Bitkiler üzerine yapılan bir çalışmada yabani otların bitki öldüren ilaçlara karşı ilaçlamanın günün hangi saatinde yapıldığına bağlı olarak nasıl tepki gösterdiği araştırılıyor. Sonuçta görülüyor ki ilaçlanan bitkilerden bazıları günün belli saatlerinde diğer bitkilerden daha çok etkilenmekte. Tarla deneyleri de benzer sonuçlar veriyor. Bunlardan bitkilerdeki biyolojik devreler hakkındaki bilgilerin kullanılmasının daha çok mahsul almaya ve etkin çiftçilik yapılmasına yarayacağını anlıyoruz.

İnsan kanının laboratuvar analizleri doktorlara ilaç verme saatleri için karar vermelerinde yardımcı olabilecek ritimleri belirliyor. Akyuvar sayımı, hormon seviyeleri, mineral konsantrasyonu, pıhtılaşma hızı ve her hastanın kendi biyolojik ritmi için kan analizleri yapılıyor. Bu bilgiler doktorlara hastalarına kişisel ritimlerine göre tedavi uygulamada yardımcı olabilir.

İnsanlarda ve diğer organizmalarda iç ritimler üzerine yapılan araştırmalar pek çok yararlı uygulamayı ortaya çıkarmaktadır. İç saatlerin ve biyolojik ritimlerin araştırmasını yapan kronobiyoloji yeni bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı biyolojik saatlerin hayati rolünün anlaşılmaya başlanması ile daha da önem kazanmıştır. Yaşamlarımız birbirine bağlı ritimlerin sürekli büyüyen ağları gibidir. Ana rahmine düşüşümüzden ölünceye kadar hepimiz saatlerin yönettiği canlılarız.


Hiç yorum yok: