Grip ve soğuk algınlığı hakkında bilgiler

Grip, Soğuk Algınlığı, Nezle
Grip
Soğuk algınlığından daha yaygın bir hastalık düşünemeyiz. Her sene on binlerce yetişkin ve çocuk kısa yada uzun süre bu tatsız hastalığın pençesine düşer. Soğuk algınlığı gibi yaygın bir başka hastalıkta griptir. Özellikle kuzey ülkelerinde neredeyse herkes her sene soğuk algınlığı yada gripten yatar. Bu hastalığın soğuk iklimlerde daha yaygın olduğunu göstermez. Ama bulaşıcı hastalıkların soğuk havalarda daha çok yayılmasının nedeni insanların daha çok evlerine kapanmaları, iyi havalanmayan fazla sıcak ve kapalı ortamlarda yaşamalarıdır.

Virütik enfeksiyonların giderek artan bir hızda çoğalması onların bulaşma yeteneklerinden ileri gelir. Sağlıklı bir insanın gözü, burnu, ağzı hasta bir insanın burun yada boğaz salgılarından biriyle temasa geçerse bulaşıcı hastalık o kişiye de geçer. Sağlıklı bir kişi solunum yoluyla da, virüsün yeni bulaştığı bir cisme dokunarak da bu virüsü alabilir.

Virüs deride sadece birkaç dakika yaşar ama cansız objelerin üzerindeki yaşam dirençleri saatlerce sürebilir. Soğuk algınlığı virüsünün bulaşmasında ellerin büyük rolü vardır. Grip virüsü ise havadan geçmeyi tercih eder ve solunum yoluyla insan vücuduna girer.


Soğuk algınlığı ve grip arasındaki fark nedir?

Aslında ikisi de virütik enfeksiyonlardır ve belirtileri birbirine benzer. Ne var ki farklı virüslerden oluşurlar ve soğuk algınlığı o kadar ciddi bir hastalık değildir. Soğuk algınlığına neden olan yüzlerce virüs tipi vardır. Sadece bir tip virüs olan rhino virüsünün 90 değişik şekli ile karşılaşabiliriz. Aynı şey corona virüs içinde geçerlidir. Bu nedenle etrafta bir soğuk algınlığı salgını varsa onun virüsü büyük ihtimalle bir öncekinden farklıdır.

Bağışıklık sistemimiz sadece tanıdığı virüslere karşı mücadele verebildiğinden bir yenisi karşısında güçsüz kalabilir. Soğuk algınlığına bu denli açık olmamızın ana nedeni budur. Virüsün kuluçka dönemi 24 saat ile 72 saat arasında değişir ama bu süre ortalama 48 saat kabul edilir.

Soğuk algınlığı son derece bulaşıcıdır. Kişi belirtilerin ortaya çıkmasından 24 saat önce verici olmaya başlar ve 5 gün kadar bu özelliği devam eder. Hastalığın genellikle 2 ila 5 gün sürdüğü dikkate alınırsa bulaştırıcı özelliğin tüm hastalık boyunca devam ettiği görülür.

Grip ve Soğuk Algınlığı Virüsü
Grip Virüsleri
Gripte ilk belirtiler soğuk algınlığıyla aynıdır. Nezle hali boğaz ağrısı ve öksürük. Ama grip kısa sürede bütün vücudu etkisi altına alır. 38 – 40 dereceye kadar varan ateş yükselmesi, genellikle başın ön tarafında ve göz çukurlarına yakın bölgelerde baş ağrısı, kuru bir öksürük, omurilikte kas ve eklemlerde ağrı ve müthiş bir yorgunluk hissi hastayı yatağa düşürür.

Grip virüslerinde görülen son derece ilginç bir özellik sürekli değişime uğrayarak farklı yapılara girebilmeleridir. Bu durum antikorların onları tanımalarını dolayısıyla onlarla yapacakları mücadeleyi zorlaştırır. Her yıl en az bir iki grip virüsü belirir. Değişimleri ne kadar radikal olursa, salgının yaygınlığı da o kadar geniş olur. Gripli bir kimse belirtilerin ortaya çıkmasından 24 saat önce verici olmaya başlar ve bu özelliği 3 gün devam eder. Bir komplikasyon olmazsa hastalık 2 gün ile 1 hafta arasında etkisini kaybeder.


Bir grip virüsü etkisini nasıl gösterir ?

Grip ve Soğuk Algınlığı Virüslerinin Çoğalması, Viryon, Virüs parçacıkları
Virüslerin Çoğalması
Bir virüs önce hücreye girerek orada virüs bileşenlerinin yapılmasını düzenler. Bu bileşenler viryon denilen virüs parçacıkları haline gelip hücreyi patlatarak öldürür ve vücuda yayılır. Belirli adette hücre ölünce gribin öksürük, nezle gibi belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Öksürük normal durumda mikropları engelleyen solunum yolundaki silia denilen tüycüklerin yıkıma uğramasından sonra başlar. Siliaların mukus birikimlerini yemek borusuna doğru itmesi mümkün olmayınca vücut bu mukusu atabilmek için öksürmek zorunda kalır.

Nezle virüslerin salgı bezlerini tahrik etmesiyle başlar. Solunum zorlukları, virüslerle mücadele sırasında burun mukusunun kalınlaşması sonucu ortaya çıkar. Gribin en tehlikeli yanı özellikle çeşitli hastalıklar nedeniyle güçsüz düşmüş yaşlılarda başka bir hastalığa örneğin zatürreye dönüşmesidir. Ayrıca kronik bir akciğer hastalığı, kalp adalesi yada kalp zarının iltihaplanması, karaciğer, böbrekler hatta beyinde meydana getirebileceği komplikasyonlar yaşamsal tehlikelere neden olabilir.

Hamile kadınlarda grip tehlikeli gelişmeler gösterebilir. Gebeliğin ilk üç ayında bir düşüğe bile neden olabilir. Ama bebekte hamilelik döneminden kalan kusurlar bırakmaz.

Kışın insanlar kalabalık, kapalı alanlarda daha çok bulunurlar. Ayrıca virüsün yapı değişiklikleri bağışıklık sisteminin mücadele silahını elinden almaktadır. Bu faktörler soğuk algınlığı ve gribin bulaşıcılığını güçlendirir. Son 20 yıl içinde grip yarım milyona yakın insanın ölümüne neden olmuştur. Özellikle çocuklar yaşlılar kronik kalp ve solunum hastalarında, bağışıklık sistemi bozukluklarında ve kansızlıkta gribin tehlikesi daha büyüktür.

Aile bireylerinden birinin grip olması diğerlerinin de kesinlikle grip olacağı anlamına gelmez. Alınacak bazı önlemlerle aile içinde ve yakın çevresinde yayılması ihtimali azaltılabilir.

Hasta kişinin burnunu sildikten, öksürüp aksırdıktan sonra ellerini yıkamasında fayda vardır. Tabi öksürüp hapşırırken ağzın iyice kapatılması da normal bir nezaket kuralı olmanın ötesinde bir önem kazanır bu dönemlerde.

Hasta kişinin çatal bıçak gibi ağız, burun ve boğaz sıvılarıyla bulaşıklık kazanmış eşyalarının ayrılması ve müşterek kullanımdan kaldırılması akıllı bir önlemdir. Eşyaların sabunla yıkanması virüsü etkisiz hale getirmek için yeterlidir.

Böylesi çabuk ve kolay usullerle etkinliğini yitirecek bir düşmanı yaşatmak akılcı olmasa gerek. Bu basit önlemler hastalığın yakın çevredekilere bulaşması ihtimalini azaltır.

Aşıya gelince. Soğuk algınlıkları için bu çok geçerli değildir. Her şeyden önce çok farklı sayısız virüs vardır bu hastalığa neden olan. Ayrıca bu tehlikeli bir hastalık olarak görülmediği için de tıp bilimi bu konuda çok önemli bir araştırma içinde de değildir.

Bunun aksine grip aşısı oldukça yararlıdır. Dünya Sağlık Teşkilatı her yıl olası virüslere karşı bir grip aşısı üretmektedir. Bunun için dünyanın dört bir yanından alınan örneklerle etkili bir çalışma yapılmaktadır.

Buna karşın herkes grip aşısı olmaz. Hastalığın sağlıklı bünyelerde önemli bir komplikasyon tehlikesini taşımaması, aşıyla önlem alınacak hastalıkların başında yer almamasına sebep olur. Hastalığın meydana getireceği komplikasyonları atlatamayacak kadar güçsüz olan çocuk, yaşlı, yada başka hastalıklarla zayıf düşmüş bünyelere her yıl aşı önerilirken sağlıklı kişilerde düzenli aşılamaya gerek duyulmaz.

Yatak istirahati ve bol su içmek. Atalarımızdan bu yana bu öneriyi duyarız. Günümüzde de geçerliliğini korumaktadır bu tavsiyeler. Bol su içmek bir yandan solunum yolundaki mukusu ıslak olarak tutarken, yüksek ateşin neden olduğu su kaybını da karşılar.

Aspirin ve parasetamol içeren ilaçlar baş ağrısı ve ateşe iyi gelir. Ne var ki aspirinin bazı yan etkileri dikkate alınarak parasetamollu ilaçlar giderek daha kullanılır olmuştur.

Genel sağlık kurallarına uymak da hastalığın yayılma tehlikesini azaltır.


Hiç yorum yok: